“O balıkta kendimi görmüş olabilirim. Diğerleri tamah ediyorken, artık kabullenmişken- ki, onları da anlayabilirim- o balık, devamlı kendini dışarı atarak kurtulmak ve yaşamak istiyordu.”
“Benim ayrı bir dünyam vardı, herkesten farklı bir dünyam vardı.”
“Babamı hiç hatırlamam. Babamı bir figür, bir güç olarak hiç hatırlamıyorum. Çünkü hep annemdi, annem mücadele ederdi.”
“Tabii ne şartlarda gelmişler, oralar bize anlatılmadı. Van nerede, Kınalıada nerede? İstanbul’a geliyorsun, bir de Kınalıada’ya geliyorsun.”
“Zaman içerisinde öğrendim, her insanın aslında yeteneklerinin farklı olduğunu, her insanın kendi çapında başarılarının olduğunu.”
“Her şeyin bir hikâyesi olmalı bende. Cinselliğin de, yemeğin de, sohbetin de bir hikâyesi, bir altyapısı, bir şeyi olmalı. … öbür türlü yapmış olmak için yapıyorsun, mecbur olduğun için yapıyorsun.”
“Umarım hikâye güzel biter. Umarım dünyanın hikâyesi de güzel biter.”
Fotoğraflar
Görüşme Notu
Tanya Avedisyan, 1973 doğumlu, takı tasarım ve satış. Kimliğinin açık olmasını istiyor. Ancak çekirdek ailesi dışındaki üçüncü tekil şahısların/bazı kurumların adlarını kamusal oluş/kamuya mal oluş durumu ve onayı olanlar haricinde hikâyesinden çıkardık.
Tanya İstanbul’da doğmuş. Baba tarafından dedesi Van’dan istanbul’a Kınalıadaya gelmiş. Bu gelme hikâyelerini o da çok bilmiyor. Nasılını ve nedenini anlatmıyor. Ona da çok anlatılmamış… Çocukluk hattı ilkin Samatya-Bakırköy daha sonra ergenlikten itibaren Üsküdar’da geçiyor.
Anne ve babası geçim mücadelesinde, ikisi de çalışıyor, ancak hep maddi bir yoksunluk söz konusu ve bu Tanya’nın hayatını da çok bariz bir şekilde şekillendirmiş. Anneannesine bırakılmış, ergenliğe kadar ağırlıkla anneanne ve teyzeyle kalmış. Eve özlem duymuş. Ayrılıklara hâlâ dayanamıyor. Güçlü ve mücadeleci ancak ilgisiz bir anne ve pasif ve içe dönük ve yine ilgisiz bir baba. Ergenliğe kadar ve ergenlikte yalnız ve sevgiye aç.
14-17 yaş arasında yine uzun yıllar yaşamını olumsuz yönde etkileyecek olan uzun süreli ve sistematik bir tacize uğruyor. Bunu da bugün artık büyük bir güçle anlatabiliyor. Yıllar sonra suçlunun kendi olmadığını, aksine diğerinin, cemaat içinde saygınlığını korumuş olan failin suçlu olduğunu görebiliyor ve büyük bir güçle bunu anlatabiliyor. Kimseden çekincesi yok artık.
Liseden sonra hep çalışıyor. Bu arada 26 yaşında toplum baskısı ile evlenip 31 inde boşanıyor. Asıl tutkusu olan tiyatroyla 30 yaşlarının başında çeşitli dönemlerde uğraşıyor. Kurslara ve bağımsız tiyatro oluşumlarına giriyor. Buralarda da kimi olumlu kimi olumsuz çok anısı var. Ama hep maddi olarak hayatını kazanma zorunluluğu tiyatroyu ikinci plana itmesine neden oluyor.
Anne babasıyla tam anlamıyla yüzleşemeden ayrılıyorlar. Her ikisinin vefatı da hep içinde hissettiği o eksikliği arttırıyor.
Ağbisi ve teyzesiyle çeşitli mücadelelerden sonra artık çok iyi anlaşıyorlar, bir anlamda onlarla barışabilmiş. Tanya’yı artık olduğu gibi Tanya olarak kabul ediyorlar.
Tek başına bir hayat kurabiliyor. Zor şartlarda da olsa bu bağımsız ve tek başına hayatı seviyor. Çok sevgi dolu, coşkulu bir yürek. Hayvan sevgisi ile dopdolu. Yaşama azmi ve sevincini herşeye rağmen koruyor. Çok güzel ve içten kahkaha atıyor.
En sonda anlattığı balıkçı tezgahında henüz canlıyken alıp denize atarak özgürleştirdiği çinekop hikayesi onu çok güzel tarifliyor.
Anahtar Kelime / Tag / Index
Bu görüşmeyi referans vermek için DOI