“Okulu bırakmak zorunda kaldım, ki derslerim çok iyiydi...Hiç bir zaman babama hakkımı helal etmiyorum.”
“Annem işe gidip çalışacak getirecek, babama verecek; babam da götürüp kadınlara yedirecek ki babam bizi o gün dövmesin.”
“Ben bildim bileli annem hep mücadeleciydi...Annem, babam onu bıraktı gitti diye hiçbir zaman yıkılmadı, hep dik durdu.”
“Ertesi gün annemi elleyemezdik biz, hani sevemezdik. Çünkü bütün vücudu mosmordu ve annem yine de kalktı, üstünü giyip işe gitti biliyor musunuz? Gitmeseydi yine dövecekti çünkü.”
“Çocukken büyümek isterdim, dayak yememek için.”
“Annem dul kaldığında 28 yaşındaydı. Yaşlı neneler gibi giyinirdi köyde.”
“Annem dul kaldığında 28 yaşındaydı. Yaşlı neneler gibi giyinirdi köyde.”
“Ankara’ya geldikten sonra anladım ki sigorta bi tek erkekler için değil; kadınlar için de önemliymiş. Ondan sonra ben de sigortalı işe girip çalışmaya başladım.”
“Ankara’ya geldim, çalıştım, eşime karşı da çevreme karşı da kadın olarak kendime olan özgüvenim geldi. Ayağım yere daha sağlam bastı.”
“Ankara’ya geldim, çalıştım, eşime karşı da çevreme karşı da kadın olarak kendime olan özgüvenim geldi. Ayağım yere daha sağlam bastı.”
“Gerçekten arkadaş, hayat kadınlara zor ya zor. Kadın olacaksan zeki olacan, başarılı olacan, güçlü olacan, sabırlı olacan, yere ayağını sağlam basacaksın. Çünkü senin ayağını kaydırmak isteyen o kadar çok kişi var ki.”
“Erkeksiz de hayat olur ama kadınlar güçlü olsun, umudunu kaybetmesinler. Hani bu adam bıraktı, gitti düşüncesinden kurtulsunlar.”
Fotoğraflar
Görüşme Notu
32 yaşında, gündelikçi olarak çalışıyor. 3 çocuğu var. Ortaokuldayken okulu bırakmış. Ankara’nın dışında sayılabilecek bir yerleşim yerinde son yıllarda yapılan TOKİ’lerde oturuyor. Kocası, yaşadıkları binanın görevlisi olarak çalışıyor. Kendi evi görüşme için uygun olmadığından benim evimde yaptık görüşmeyi. Oldukça utangaç başladı görüşmeye. Anlattıkları ile benim beklentimi karşılayıp karşılamama tedirginliğini hissettim. Ancak sonrasında rahatladı ve kendini daha açıklıkla ifade etti.
Hikaye, esasında çocukluktan başlayan bir göç hikayesi. Tütün kırma, pamuk toplama, baba şiddeti ile geçen bir çocukluktan sonra kendi ayakları üzerinde durma mücadelesinin hikayesi..Kürt illerinden birinden Ege’ye doğru uzanan bir yaşam ve orada yine ekseriyetle Kürt’lerin yaşadığı bir mahallede geçen yoksul bir çocukluk. Görüşmenin başlarında Kürt olduğunu söylemekten imtina ediyor. Doğrudan Ege’li olduğunu söylüyor. Ancak görüşme ilerledikçe, yaşadığı deneyimleri anlatmasının kilit noktası Kürtlüğünden geçtiği için imtina etme halini bırakıyor ve hatta kimliğinden kaynaklı yaşadığı deneyimlerin üzerinde bıraktıklarını bize anlattığı hikayeyenin içine de yerleştiriyor. Bazen öfkeyle bazen derin bir özgüvenle..bazen de her ikisiyle.. Yine de hikayenin sesi daha çok baba şiddetinden, zulmünden ve annenin bitmek bilmeyen mücadelesinden doğru yükseliyor. Yoksullukla geçen bir çocukluk, hatta çocukluk demeye zorlandığımız yıllar; nitekim hiç durmadan tarlalarda çalışılan, tütün kırılan, pamuk toplanan yıllar. Bir yandan sürekli şiddet görülen bir yandan okuldan ayrılarak tarlalarda, evde çalışılan zamanlar. Oldukça öfkeli anlatıyor hikayesini, babasını affetmiyor yaşattıkları için. Babanın terketmesinden sonraki yaşantısı çoğunlukla onun yaptıklarının etkisiyle geçiyor. Hikaye çabucak büyümüş ve çocukluğunu ya da ilkgençliğini yaşayamamış bir kadının deneyimleri var. Oldukça güçlü bir hikaye, onca şiddetten, eziyetten çıkıp yeniden örülen bir hayatın mücadele deneyimini anlatıyor. Gündeliğe gitmek onun açısından başka hikayelerle karşılaşmak, yeni hayatlar tanımak ve tanıdıkça öğrenmek anlamına geliyor. Hikaye, deneyim içinde dönüşen ve dönüşürken özgürleşen bir kadının izleklerinin, coşkusunun, özgüveninin, kahkahasının, çatışmasının ve daha bir çok şeyin çokluğunu anlatıyor.
Anahtar Kelime / Tag / Index
Bu görüşmeyi referans vermek için DOI