1985 Ankara doğumlu. Ankara’ya göçmüş Çorumlu Alevi bir ailenin dört kızının en küçüğü. En büyük iktidarın babada olduğu en büyük zararı annenin gördüğü bir aile olarak tanımlıyor. Evde kadınlar olarak bir ittifak ya da dayanışma üretemediklerini ekliyor.

​

“Annemin sen Alevisin ve bunu kimseye söylemeyeceksin demesiyle, Alevi olduğumu öğrendim. Herhalde dedim benim bir sorunum bir sıkıntım var.” Bir çocuğa böyle söylenmemesi gerektiğini, anlatılması gerektiğini düşünüyor.

​

Güzel bir mahallede, sokakta oynanacak oyunları oynayarak, güzel bir çocukluk geçiriyor. Anadolu Lisesi sınavlarına hazırlanırken ve kazanmasıyla birlikte mahalleden çıkıyor ve bu anneden ayrılmak gibi geliyor. Bu aşamada onun eğitimini, hatta uzunca bir süre düşünme biçimini etkileyecek matematikle tanışıyor.

​

Kendiliğinden iyi bir öğrenci. “Tembellik bir seçenek olmadı, yapmam gerekeni yapardım, hiç de zorlamadım.” Diye aktarıyor. Lisede basket oynuyor. Lise aynı zamanda sınıfsal ayrımları da keşfetme zamanı oluyor.

​

İyi okullarda okuyor. Akademisyenliğe adım attığında bazı şeyleri geride bırakabilmek için Ankara’yı bırakıp İstanbul’a geliyor.

Girdiği iş ve İstanbul’daki yeni dostlar ve Türkiye’nin süreçleriyle politikleşiyor. Bir kadın grevini izlerken ve gidip gelirken “O yakıcı hayat hikayelerinde kendimi gördüm” diye tanımladığı gibi politikleşme süreci ilerliyor. “Devlet beni devrimcileştirdi diyebiliriz beni elinin tersiyle iterek yanlış yaptı” diyor ve gülüyoruz.

​

Görüşme Tül Akbal Süalp tarafından, 19.05.2020 tarihinde yapılmıştır.