top of page

“İyi ki öyle bir ailem vardı.”

“20 yıl ben hiç cumartesi pazar tatili yapmadım, piknik bile yapmadım.”

“Her konuda biz birlikte bir şeyler yapıyorsak o zaman bu dostluğu ve mücadeleyi ileriye taşıyoruz.”

“Güven vermek güven almak çok önemli.”

“Çünkü biliyorsun sıfırdan kasiyerlik yapmışım reyonda yaptım kuru gıdada çalışmışım işçiyim yani işçiyim kadınım çocuklarım var.”

“Herkes ben sendikacıyım falan diyebilir ama biz daha iddialı konuşuyoruz, çünkü tabandan gelip toplu sözleşmesinden, disiplinden, iş yerindeki sıkıntıdan, kavgadan her şeyden bir sürü pratikler elde ettik.”

“Benim yaşantım bir işçi gibi yani sınıf atlasaydım o tercihi kabul ederdim.”

Ses Kaydı

00:00 / 01:04

Deşifre

Fotoğraflar

Görüşme Notu

1967 yılında eskiden Kars’a bağlı olan Ardahan’da doğuyor. Babası eğitim enstitülü bir öğretmen. 7 kardeşten biri. 1988’de İstanbul’a geliyorlar. Demokratik bir ailede büyüdüğünü söylüyor. Demokrat bir aileye sahip olmasını, anne ve babasının desteğini önemsiyor. Hayatı boyunca böyle bir ailesinin olmasının arkasındaki en büyük destek olduğunu düşünüyor.

Lise dönemi ile başlayan erken bir evliliği var. İki oğlu var. Eşinden ayrılmış. Oğulları artık yetişkin olmuşlar. 

İstanbul’a gelince işçilik hayatı başlıyor. 2003 yılında da sendika ile ilişkisi başlıyor ve zaten sendikaya karşı hep olumlu baktığını geçmişten bir yakınlığı olduğunu söylüyor. İş hayatı ile sendikal mücadele hep yan yana gidiyor. 

Bütün hayatını sendika faaliyetleri kaplıyor. Kendisi de hayatının neredeyse sadece %5’ini aile ve çocuklarının aldığını ve aslına hayatının bütünün bu mücadelenin aldığını söylüyor. Adeta sendika içindeki yolculuğu hem bir büyüme hem bir yaşam öyküsü. Ailesinin desteğine hep değiniyor ve kadın dayanışmasının, kadın arkadaşların önemine vurgu yapıyor. 

Tabandan gelen sendika yöneticiliğine giden mücadeleli bir öykü ana anlatısını oluşturuyor sadece ana anlatısını değil hala süren mücadelesini oluşturuyor.

  • YouTube
  • Instagram
  • Twitter
  • Facebook
bottom of page