“O kadar uzun süre yokluk hani sürekli bir çalışıp okuyabilme hali baya yormuştu aslında”
“Kadın olmakla ilgili şeyi de hiç geliştirememişim böyle unutmuşum zaten çünkü hep bir mücadele var hayatımızda var olma, geçinebilme yarını nasıl çıkaracağız mücadelesi”
“Hemşirelik mesleği üniversitede okurken de İnanılmaz kadına yüklenen rollerle yürütülen bir meslek ben okurken bile o kadar rahatsız okudum ki”
“İş hayatına atıldıktan sonra esas yaşayarak öğreniyorum cinsiyetçi iş bölümü ne demekmiş ya da aslında bakım emeği neden çok değersiz, sistem bunu neden hemşireler üzerinden yönetiyor… kadın ağırlıklı bir meslek olmasının üzerinde o kadar büyük etkisi var ki.”
“Uzun yıllar ben kadınım, Aleviyim bir de üstüne hemşireyim böyle üçlü bir sarmal gibi hissetim”
(Sendika çalışmasında) “Ellimizi birçok kadına değdi, yani ensest vakalarından şiddete kadar o kadar çok insan maruz kalıyormuş ki oralarda bunu herkes gördü.”
“Sağlık çalışanlarının çoğu virüsle mücadeleden çok şeyle çok yoruldu, liyakatsiz birçok yönetici geliyor başımıza aslında bilmiyorlar, organize etmeyi de beceremiyorlar bütün bunlar hem sağlık çalışanları için risk faktörü hem halkın sağlığına da zararlı bir şeymiş… bunun da ceremesini hep beraber ödüyoruz.”
“Ama şey gibiyiz, kliniğin anneleri”
“Gerçekten maruz kaldığımız şiddet böyle hepsi bir arada, duygusal, ekonomik, psikolojik bütün şiddetlere biz böyle aynı anda maruz kalıyoruz.”
Fotoğraflar
Görüşme Notu
1983 yılının sonunda Hatay Samandağ dünyaya geliyor; 3 kız, bir erkek kardeşler. Rahat bir ortamda büyüdüğünü söylüyor. Köyde ilk okuyanlar. Maddi durumları çok iyi değil. Evde iğne oyası yaparak geçimlerine destek oluyorlar. Bir yandan çeyizlikler işleyip geçimlerini kazanıp bir yandan okuyorlar. Meyve bahçelerinde günlük işçilik de yapıyorlar. Ergenlikten itibaren bu işlerin yorduğunu düşünüyor. Baba terzi ama sonra Arabistan’da çalışmaya başlıyor. Sonra işsiz kalıyor. İğne oyası işine de o zaman giriyorlar. Babalarını, 45 yaşında kalp krizinden kaybediyorlar. O sırada 17 yaşında. Anne baba hem sohbeti hem birbirini seven bir çift. Onları öyle severdim diyor. Okumayı konuşmayı seven bir adam. Bu ani ölümü atlatamıyorlar.
Kızların en asisinin kendisi olduğunu söylüyor. Hepsi çok çalışkan çocuklar. İlkokul, ortaokul hep Samandağ’da okuyorlar. Samandağ’ın farklı bir yer olduğunu söylüyor, kitaplar okuyarak, grup yorum şarkıları dinleyerek büyüyorlar.
Hemşirelik 13. tercihi ve aslında hemşire olmayı çok da düşünmediğini ama bir daha sınava girmeyi de göze alamadığını okulu bitirip hemen iş bulmak zorunda olduğunu bildiği için İstanbul’da okumaya başlıyor ve tabi aynı zamanda çalışarak okuyor.
Sonrası yine mücadele sol ve kadın hareketi ile tanışma…
“O kadar uzun süre yokluk hani sürekli bir çalışıp okuyabilme hali baya yormuştu aslında”
“Kadın olmakla ilgili şeyi de hiç geliştirememişim böyle unutmuşum zaten çünkü hep bir mücadele var hayatımızda var olma, geçinebilme yarını nasıl çıkaracağız mücadelesi”
Biz sohbet etmeden önce uzun bir nöbetten çıkmıştı. Pandemi döneminin zor koşullarından da etkilenmişti elbette ama canlı güçlü insana güç veren genç bir kadın kocaman başarılarını hiçbir şey değillermiş gibi anlatıyor. Anlatırken biraz da farkına varıyor.
Mastırını psikiyatride yapmış, şimdi doktora yapmayı, dil öğrenmeyi ve müzik yapmayı düşünüyor.
Anahtar Kelime / Tag / Index
Bu görüşmeyi referans vermek için DOI