top of page

“Uyuyorum uyanıyorum; neredeyiz, neredeyiz… hala böyle İstanbul’dayız, benim için İstanbul korkunç bir şeydi.”

“Okula döndüm; 4. sınıfta gerçek anlamda öğrencilik hayatım oldu benim. O sene dolu dolu her şeyi yaşadım”.

“Nerelisin Afyonluyum neyse olsun sen de insansın"

“Benim yıllarca uğraşıp kavgalar ettiğim şeyin hepsi böyle bir anda bir düğünle böyle bir buluşmayla yok olmuş oldu.”

“İnsan, dokundukça tanıdıkça bütün bunların aslında saçma sapan önyargılar olduğunu vs olduğunu görüyorlardı o da benim için kıymetli bir şeydi.”

“Yüzleşmek... Bunları yok sayarak bir yere varamayız bunca zamandır yok saydınız ve onun için bu hale geldik”

“Bu ülkede çok dert var anlatılması gereken biraz sorumlu hissediyorum kendimi”

“Hep söylerim bu ülkenin vicdanı olduğunu düşünüyorum belgeselcilerin diye çünkü onlar bir yerlerde bir şeyleri kaydediyorlar ve ileri zamana aktarılmasına katkı sunuyorlar aracı oluyorlar.”

“Ne olacaksa bu ülkede kadınların sayesinde olacak.”

“Neyse payımıza düşen bu, bu ülkede onu yaşayacağız birçok insan gibi; buradayız yani bir yere gitmiyoruz.”

“Cinsellikle kurulan ilişki mesela, ne kadar sıkıntılı bir şey Türkiye’de”

Ses Kaydı

00:00 / 01:04

Deşifre

Fotoğraflar

Bilişsel Harita

Görüşme Notu

1979’da Almanya’da Stuttgart’a yakın bir köyde dünyaya geliyor. 14 yaşına kadar orada yaşıyor. Babası Almanya’ya giden işçilerden. Aslında okumak için gidiyor, makine mühendisliği okumaya gidiyor ama çalışmaya başlayınca dil kursları şu bu derken işçi olarak devam ediyor ve okumaya sıra gelmiyor.

İki abisi var. 

Bu küçük Alman köyünde bir çocukluğun geçmesi gerektiği gibi geçtiğini söylüyor. Yüzme havuzundan ata binmeye spora kamplara kadar güzel bir çocukluk geçiriyor. Önce fabrikanın işçi lojmanında kalıyorlar sonra babaları bunlar iyi okusunlar ve diğer Türkiyeli çocuklar gibi olmasınlar diye köyün dışında müstakil bir ev alıyor.

11 yaşındayken babası felç oluyor uzun yıllar rehabilitasyon hastanelerinde kalıyor.  12, 13 yaşlarında evden uzaklaşabilmek için Türkiye’ye dönme fikri aklına geliyor. 14 yaşında halası ve eniştesinin yanına Ankara’ya geliyor. Eniştesinin de öğretmenlik yaptığı Almanca eğitim veren bir Anadolu lisesine giriyor.

Babası hayatında önemli bir figür hem olumlu hem olumsuz yönleriyle etkili olmuş Milliyetçi muhafazakâr birisi ama çocuklarına özellikle kızına özgürlükçü davranıyor ve baskı yapmıyor. Ama böyle bir ailede büyümenin getirdiği başka şeyler de oluyor. Kendisi için en önemli olanı mesela hiç Kürtlerin farkına varmamış olması. Bu yüzden çok utanç duyuyor. Halasının evinde kendinden büyük kuzenlerine duyduğu hayranlıkla başlayan politikleşme hikayesi üniversite yıllarında daha berraklaşıyor. Politikleşirken ailesini ama en çok da babasını dönüştürmeyi de dert ediniyor. 

“Ben bu nece de diye hiç sormadım mesela anlatabiliyor muyum çok garip geliyor bana öyle bir şeyi hiç sorgulamamış olmam. Almanya’da bir Türk olarak büyümüş olmama rağmen aslında birazcık öteki olmanın ne demek olduğunu gayet iyi biliyor ve hissediyor olmama rağmen ki baya ayrımcılığa da maruz kaldım aslında bunlara çok yabancı değilim âmâ yine de tersinden bunu hiç merak edip sorgulamamışım. Sonradan çok böyle açıkçası utandığım şeyler oldu bunlar.”

İşte belki bu farkındalıkla politik ve toplumsal sorumlulukları olan bir kadın olarak bu farkındalığı sorumluluğu ve vicdanı da hep öne çıkarıyor.

Çalışkan, becerikli doğrularının peşinden giden, zorlukları hayatın doğal akışı gibi kabullenip ne yapılması gerekiyorsa bir an önce işe koyulan bir yapısı var.

  • YouTube
  • Instagram
  • Twitter
  • Facebook
bottom of page